Zulüm, kalpte asla sönmeyen ateştir

Asıl adı Ebu Cafer Harun er-Reşid olan Harun Reşid, beşinci ve en tanınmış Abbasi halifesidir. 786 - 809 yılları arasında hüküm sürmüş Harun Reşid,  hak ve hukuka sıkı sıkıya uyan, ekonomik refahı tabana yayan bir yönetim sergiledi.

Harun Reşid, 17 Mart 763 günü babası Mehdi''nin o zaman bulunduğu İran''ın Rey şehrinde doğdu. 786''da halife olan kardeşi Hâdî''nin ölmesi üzerine halifeliğe geçti. Hayatının çoğunu Bağdat''ta ve hilafetinin sonlarında yerleştiği Rakka şehrinde geçirdi. 24 Mart 809''da Horasan''ın Tus şehrinde öldü ve orada toprağa verildi. Harun Reşid''in halifelik döneminde Abbasiler çok büyük askerî, siyasal, kültürel ve bilimsel gelişmeler kaydetti.

Harun Reşid ve halifeliği döneminde kendi yaşamı ve saray hayatı hakkında birçok söylentiler, hikâyeler ve masallar yazıya kaydedilmiş ve bunlar halk arasında dilden dile yaygınlaşarak, zamanımıza kadar geldi. Bunlardan bazılarının temelinde gerçekler yatmakla beraber büyük ölçüde hayal mahsulüdür.

***

Divane adıyla bilinen Behlûl Dânâ, büyük bir zattı. Halife Harun Reşid zamanında yaşamış, halifenin hep yanında olmuştu. Behlûl Dânâ, bir gün halife Harun Reşit ile karşılaşır. Kendisini tanıyan hükümdar, bu zata: "Ey Behlûl! Nereden geliyorsun böyle?" diye sorar. O, hiç düşünmeden: "Cehennemden geliyorum" cevabını verir. Harun Reşit, şaşırarak tekrar sorar: "Ne işin vardı orada?" Behlûl Dânâ anlatır: "Efendim; ateş lâzım olmuştu. Cehenneme gideyim de biraz isteyim dedim. Fakat oradaki memur bana "Burada ateş yoktur" dedi. "Nasıl olur, Cehennem ateş yeri değil mi?" diye sorunca: "Evet; gerçekten burada ateş yoktur. Her gelen, ateşini Dünyadan getirir" cevabını verdi." Dehşete kapılan Harun Reşit büyük bir üzüntüyle sordu: "Behlûl! Ne yapayım ki, oraya ateş götürmeyeyim?" diye sordu. Behlûl Dânâ, hızla uzaklaşırken haykırdı: "Adâlet! Adâlet! Adâlet!..."

Harun Reşid 46 yaşında 24 Mart 809 günü Horasan''ın Tus şehrinde ruhunu teslim etti. Orada da toprağa verildi.

***

Tam adı Ebû ''Abbâs el-Memûn Abdullâh bin Hârûn Reşîd olan Abdullâh Memûn, 813-833 arasında 7. Abbasi halifesi olarak hüküm sürdü..

809''da babaları Hârûn Reşîd''den sonra Abbâsî Hâlifesi ilan edilen kardeşi Emin''e karşı yaptığı bir iç savaştan sonra 813''de onu halifelik tahtından indirerek idam edilmesinden sonra Halife oldu. Memun''un Halifelik döneminde en önemli olaylar devam eden mezhep tartışmaları ve Bizans İmparatorluğu ile büyük çapta çatışmaların tekrar başlamasıydı.

 Halife Harun Reşit sağlığında, öldükten sonra ilk iki oğlu arasında muhtemel olan taht kavgalarını önlemek için devamlı tedbirler aldı. Memun''un annesi bir cariye olduğu için ve Harun''un ikinci oğlu Emin''in annesi Zübeyde hem bir eski halife torunu hem de İran''da asiller sınıfından olduğu için Harun Reşit ikinci oğlu olan Emin''i birinci veliaht olarak seçti. Memun''u da Emin öldükten sonra onun yerine halife olmak üzere ikinci veliaht ilan etti. Memun''u devlet merkezi olan Bağdat''tan uzaklaştırmak için de Horasan''dan Hemedan''a kadar uzanan arazilere "Horasan Valisi" olarak tayin etti. Memun bu valiliği altında olarak gayet otonom bir şekilde eyalet idareciliğine başladı. Harun Reşit iki oğlunun birbirlerine daha yakın ve babaları Harun Reşit''in veraset için kararlarına ikinci oğlu uygun hareketlerde bulunmalarını ve aralarında ihtilaf çıkmamasını sağlamak için onlara devamlı olarak telkin ve nasihatlarda bulundu.

Memun 5 yıl doğuda Merv''de bağımsız olarak ve 20 yıl tek Abbâsî halifesi olarak hüküm sürdükten sonra Tarsus''ta 48 yaşındayken 9 Ağustos 833''te öldü. Ölümü sıcak bir yaz gününde bir dere kenarında kardeşi Ebu İshak''la birlikte otururken oraya gelen bir kervandan verilen hurmayı yemesinden sonra çok ateşlenip hastalanarak öldüğü bildirilir. Ölüm yatağında yatarken Memun bir buyruk hazırlatarak yerine kardeşi olan Ebu İshak''ın Mutasım adıyla halife olmasını istedi. Ölünce yerine halifeliğe Mutasım geçti.

***

 Harun Reşid''in oğlu Memun henüz çocukken, hocası sebepsiz yere sopayla ona vurdu. Memun: "Neden bana vurdun?" diye sordu. Hocası ona sadece; işaret parmağını dudaklarına götürerek "Sus!" dedi.

Biraz konuştular. Memun tekrar sordu: "Neden bana vurdun?" Hocası yine: "Sus!" dedi. 20 yıl sonra Memun halife olunca, ilk iş olarak hocasını çağırttı ve "Bana neden sebepsiz yere vurmuştun?" diye sordu. Hocası tebessüm ederek: "Onu hâlâ unutmadın mı?" dedi. Halife Memun: "Vallahi asla unutmadım" dedi.

Hocası tarihe ibret olacak şu sözleri söyledi: "Zulme uğrayanın asla unutmayacağını öğrenesin ve ''kimseye zulmetmeyesin'' diye yaptım. Sakın ha kimseye zulmetme! Çünkü zulüm, yıllar geçse de kalpte sönmeyen bir ateştir" dedi...

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları