Ziya Gökalp'ın anıt mezarının mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu

Mimar, fotoğraf sanatçısı Arif Hikmet Koyunoğlu, 1888 yılında İstanbul''da doğdu. Cumhuriyetin ilk dönem mimarlarından, Birinci Millî Mimari Akım''ın ikinci kuşak önemli temsilcilerinden olan Koyunoğlu''nun en önemli yapıtları Ankara''daki Etnografya Müzesi, bugün müze olarak kullanılan Türk Ocağı Binası, Bursa''daki Tayyare Kültür Merkezi ve Ziya Gökalp''ın anıt mezarıdır.

1908-1914 yıllarında Sanayi-i Nefise Mektebi''nde eğitim gördü. Giulio Mongeri ve Alexandre Vallaury''nin öğrencisi oldu. İstanbul Beyoğlu''ndaki Saint Antoine Kilisesi''nin yapımında Mongeri ile birlikte çalıştı. Birinci Dünya Savaşı yıllarındaki askerliği döneminde Erzurum''da İttihat ve Terakki Kulübü Binasını inşa etti. Askerlik sonrası döndüğü İstanbul işgal altındaydı. Bu ortamda mimarlık yapma olanağı yoktu. Bunun üzerine fotoğrafçılığa yöneldi. Foto muhabirliğinin yanı sıra Cağaloğlu''nda bir fotoğrafhane açtı. İşgal güçlerinin baskısı üzerine 1922''de Ankara''ya geçen Koyunoğlu, bir süre Şeriye ve Evkaf Vekaleti''nde mimar olarak çalıştıktan sonra kendi bürosunu açarak özel yapıların mimarlığını yaptı. Ancak İstanbul''daki İleri Gazetesi için foto muhabirliği yapmayı da sürdürdü.

Koyunoğlu''nun Ankara''daki en önemli yapıtları Etnografya Müzesi ve Türk Ocağı Binası''dır. Çocuk Sarayı Apartmanı (Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Sarayı Binası), Adliye Binası, Büyük Otel, Celal Bayar Evi, Mithat Alam Evi (İsrail Büyükelçiliği ikemetgâhı), Hariciye Vekaleti (günümüzde Kültür Bakanlığı binası), Maarif Vekâleti binaları Ankara''daki yapıtlarındandır.

Açılan uluslararası yarışmada birincilik alması üzerine 1930-1934 yılları arasında Bursa''da Tayyare Cemiyeti Tiyatro ve Sineması''nı inşa eden Koyunoğlu, bu yapıyı tamamladıktan İstanbul''a yerleşti, eski yapıtların onarımı ve ev-apartman inşaatları ile uğraştı, dönemin ileri gelenlerinin evlerini yaptı. 1981 yılında kendisine Atatürk Sanat Armağanı verilen sanatçı 27 Temmuz 1982 günü İstanbul''da hayatını kaybetti.

Mustafa Kemal''in "Bedenimin babası Ali Rıza Efendi, hislerimin babası Namık Kemal, fikirlerimin babası ise Ziya Gökalp''tır" dediği Ziya Gökalp''ın mezarı, vefatından 3 sene sonra 1927 yılında Mimar Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından yapıldı.

Aynı zamanda Dumlupınar''daki ''Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı''nın da mimari olan Arif Hikmet Bey, Sultan 2. Mahmut Türbesi haziresindeki anıt mezarın yapılışını hatıralarında "Hazin Bir Anım" başlığıyla şu şekilde anlatır:

"Bir akşam merhum Ziya Gökalp, geç vakit gelmişti. O zaman Ankara''da nakil vasıtası yalnız 15 at arabası idi. Benim otomobilim olduğu için Keçiören''de oturan bazı arkadaşları da beraber alır götürürdüm. Ziya Bey de Keçiören''de kiraladığı bir bağ evinde otururdu. Ben o akşam Ahiler devrine ait mezar taşları rölöveleriyle uğraşıyordum. Yaptığım işleri dikkatle inceleyen Ziya Gökalp ''Hikmet, yaptığın çalışmaları çok beğeniyorum. Hele mezar taşları bezemelerin çok güzel. Ben öldüğüm zaman mümkün olursa mezarımı da sen yap'' diye takılmıştı."

25 Ekim 1924''te vefat eden Gökalp''ın mezarı, Türk Ocaklılar tarafından, sonraki yıllarda tarihi Türk Ocağı Binası''nın da mimarı olan Arif Hikmet Bey''e yaptırılmak istenir.

Türk Ocakları İdare Heyeti, Gökalp''ın vefatından 3 yıl sonra Arif Hikmet''te bir mektup göndererek bir anıt mezar yaptırmak istediklerini bildirir. Türk Ocakları''nın lahid İçin Arif Hikmet''e gönderdiği mektup şu şekildedir:

"Merhum Ziya Gökalp Bey''in mezarının Ocaklar tarafından güzel bir şekilde inşaası mukarrer olduğundan elde mevcut iki bin liraya çıkabilecek surette bir makber ve bir projenin ihzarını (hazırlanmasını) Merkez Heyeti 12 Eylül 1926 tarihli içtimasında (t0plantısında) zat-ı âlinizden rica etmeye karar vermiştir. Mezkûr projenin ihzariyle (hazırlanmasıyla) heyetimize irsalini (gönderilmesini) hürmetlerime terdifen (katarak) rica eylerim efendim.

Türk Ocakları Merkez Heyeti Umumi Kâtibi"

Mektupta anıt mezarın masrafları için 2 bin lira verilebileceği yazılmıştı. Ancak istenilen tarzda bir anıt mezarın masrafları çok daha fazladır. Bunun üzerine Arif Hikmet tasarladığı çizimler ile taşçı Hüseyin Avni Efendi''nin yanına gider. Hüseyin Avni, böyle hayırlı bir iş için para istemem der, gerekli olan mermeri de arkadaşımız Salih Sabri Karagöz''den parasız olarak alırız diye ekler... Mezar lahdi, 1927 yılında bitirilir ve II. Mahmut Türbesi haziresinde bulunan ebedi makamına törenle konulur.

Türk Ocakları, yapımı tamamlanan anıt mezar için şu açıklamayı yapar:

"Büyük Türk mütefekkiri Ziya Gökalp merhumun mezarı, Türk Ocakları''nın bir nişane-i şükranı olmak üzere inşa edilmiştir. Lahit, eski Türk tarz-ı mimarisinden alınan ilhamla vücuda getirilmiş bir eser-i sanattır.

Ziya Gökalp merhum, ''Yurdumuzda orijinal olarak kalmış bir san''at varsa, o da mimarimizdir'' derdi. Eski eserlerimiz karşısında çok takdirkâr olan merhumun mezarı da sevdiği Türk tarzının muvaffakiyetle tatbik edilmiş bir numunesidir.

Türk mimarisi hakkında senelerden beri tetkikatla meşgul olan Hikmet Bey, bu eseriyle Türk mezarlık mimarisinin kuvvetle tatbik edilmiş bir eserini ortaya koymuştur. Yurdumuzda günden güne inhitata (çökmeye) doğru giden mermer taşçılığı ve bu mühim işin sanatkârları pek az kalmıştır.

Taşçılığımızda bize istikbâl için ümitler veren sanatkâr Hüseyin Avni ve Salih Sabri Efendiler de bu mezarın taşçı ustalarıdır. Bu eser gösteriyor ki, mimarimizin eski varlığını bir kuvvet olarak ele alacak olursak çok muvaffakiyetli eserler vücuda gelebilecektir..."

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları