Uşak Şeker Fabrikası ve kuruluş hikâyesi...

Rahmetli Nuri Şeker, fabrikasını "özelleştirme yapılamaz" şartı ile devlete bağışlamış. Eğer satılmak istenirse, mirasçılarına iade edilmek zorunda. Bu nedenle, Uşak Şeker Fabrikası, devletin elinde kalmış, özelleştirilememiş ve hâlâ Türkiye''de şeker pancarından şeker üretilen tek şeker fabrikası.

17 Aralık 1926 günü Uşak Şeker Fabrikası açıldı. Uşak eşrafından Mehmet Hacım, Nuri Şeker ve arkadaşları tarafından bir anonim şirket olarak kurulan şeker fabrikasıydı. Türkiye''nin ilk şeker fabrikası olarak bilinir. Cumhuriyet''in kurulması ve gelişmesi döneminde önemli bir kilometre taşıdır. Ekonomik gücü olan Uşak halkı kurulmasına katkıda bulundu. Fabrika, etkinliğini her şeye rağmen günümüzde de sürdürüyor.

Fabrikanın adı, bir süre sonra "Nuri Şeker" olarak değiştirildi. Kuruluş çalışmalarının izlenmesi amacıyla Ankara''ya gönderilen Şeker, sonraları fabrikanın kurucusu olarak anılmaya başlanacaktı. Tüm Uşaklıların katkılarıyla kurulmuş olan ve Kurtuluş Savaşı sonrası ekonomik dayanışmanın bir ürünü olarak ortaya çıkan fabrikanın en büyük ortağı Mehmet Hacım''dı. Bir ara devletleştirilen fabrika Uşak''ın en önemli kurumlarından biri olma özelliğini korumaktaydı.

Uşak Şeker Fabrikası''nın kurucularından olan Nuri Şeker''i gelin yakından tanıyalım:

Nuri Şeker, 1856 yılında Uşak''ın Aybey mahallesinde Mustafa ve Ümmügülsüm''ün oğlu olarak dünyaya geldi. Eşi Atik hanım da 1881 Uşak doğumludur. Bu evlilikten Muhsin (1903), Sakine (1907), İsmail Necati (1911), Celal (1917) adlı dört çocukları oldu.

Muhsin Şeker''in oğlu Mehmet Şeker, aileyi şöyle anlatır:

"Dedem Nuri Şeker''in ailesi Erzurum''da Germiyan Oğulları''ndandır. Erzurum''dan, Bursa-Kınık bölgesine ve oradan da Kütahya üzerinden Uşak''a geldikleri bilinmektedir. Dedemin dedesi Ömer Efendi, Muharremşah Köyü''ne gelmiş ve zamanla arazi satın alarak Kalfa Köyü''ne yerleşmiştir. Bir yandan köyde tarım ve hayvancılıkla, bir yandan da Uşak''ta haşhaş yağcılığı, halıcılık ve helva üretimi ile uğraşmıştır.

Dedem eğitimini, Burma Camiindeki medresede almış, aile Molla Ömeroğulları diye anılırmış. Dedem Nuri Bey, bir süre halı üretiminde kullanılan kök boya üretimi ile uğraştı. Ama helva üretimine ağırlık verdi. Askerliğini XIX. yılın ikinci yarısı ortalarında İstanbul''da yaparken katma değeri olan ürünleri ticaret yerlerini gezerken görmüş ve dönüşte haşhaş yağı üretimi ve helvacılığa önem vermeye başlamış. Bir ara mültezimlik (devletin tarımsal gelirden aşar adı altında aldığı vergiyi toplayan kişi) de yapmıştır.

Uşak''ın Yunan işgalinde kaldığı iki yıl boyunca, Nuri Şeker''in Yunan askerlerinin halka zulüm yapmaması için gerekli teşebbüslerde bulunduğu, işgal kumandanı ile sık sık tartıştığı bilinmektedir. İstiklal Savaşı''ndan sonra yeniden ticarete dönen Nuri Şeker''in şeker fabrikası kurma teşebbüsüne zaman geçirmeden başladığı görülür.

Uşak Şeker Fabrikasında görevi sona erdikten sonra Nuri Şeker''in Kalfa Köyü''ne dönerek, Halkevi''nde görev aldığı, bir ara siyasete girdiği ve 1958 yılındaki vefatına kadar burada yaşadığı bilinmektedir."

Uşak Şeker Fabrikası''nın kurulmasına vesile olan Gazi Mustafa Kemal Paşa''nın Uşak gezisini de Nuri Şeker şöyle anlatır:

"Bir merasime iştirak etmek üzere Ankara''dan hükümet başkanımızın hanımları da gelmişti. O zaman Gazi''miz de bir Uşaklı hemşerimiz olan Latife Hanım''la evli bulunuyordu. O da hanımını birlikte getirmişti. Türk Milleti''ni yeni bir devreye ulaştıran bu tarihî yerde, törenden sonra uygun bir zamanda, hemen Gazi Paşa''nın yanına sokuldum. Türkiye''de bir şeker fabrikası kurabilmek için gerekli ve ihtiyaç gördüğüm çalışmamdan kısaca kendisine bahsettim.

Beni büyük bir dikkatle dinledi. Şeker fabrikası kurma fikir ve uğraşıma onun bu derece yakın bir ilgi göstereceğini asla aklıma getirmemiştim. Kendisine bono satılarak kurulacak fabrikaya hissedar olmasını istediğimi söyleyince elini cüzdanına attı. Yanında para olmadığını görünce, her zaman olduğu gibi o sırada yanında bulunan Başbakan İsmet Paşa''ya dönerek:

''Bir miktar hisse senedi alınız'' dedi. O zaman işin ciddiyetini pekiyi anlamamış olacak ki, İsmet Paşa, 10 lira vererek ancak beş tane hisse senedi aldı. Bu hâl beni çok düşündürmüş ve hatta ümitsizliğe düşürmüştü. Fakat bu ve buna benzer birçok sıkıntıların kamçıladığı ruhum gerçekten nasırlaşmıştı. Artık klasik olaylar bende hiçbir tesir yapmıyordu.

Daha sonra, trende bulunan Uşaklı hemşerimiz ve büyük kurtarıcımızın eşi Latife Hanım''ı görmeye gittim. Giriştiğim işler konusunda onu da aydınlattıktan sonra, bilhassa bir Uşaklı olarak, ona da bir miktar hisse senedi alması için ricada bulundum.

''Yanımda para bulundurmuyorum'' diyerek, yataklı vagonun aşçısından aldığı elli lira ile 25 bono satın aldı."

Uşak Şeker Fabrikası''nın kuruluş hikayesi böyle.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları