Türk kadınının kahramanlığının simgesi: Nene Hatun

Sevgili okuyucularım bugün sizlere, günümüzden 68 yıl önce 22 Mayıs 1955 yılında 98 yaşında vefat eden Aziziye Tabyası kahramanı Nene Hatun'dan bahsetmek istiyorum.

Türk kadının kahramanlığının simgesi haline gelmiş olan nene Hatun 1857 yılında Erzurum'un Çeperli köyünde doğdu. Babasının adı Hüseyin, annesinin adı Zeliha'dır.

16 yaşındayken Erzurumlu Mehmed Efendi ile evlenerek Erzurum Taşmescit Mahallesi'ne gelin gitti. Nene Hatun, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda 22 yaşında gencecik bir anne olmasına rağmen "Bu bebeği bana Allah verdi, ona Allah bakar" diyerek bebeğini beşikte bırakıp Erzurum halkıyla cepheye koştu.

Osmanlı tarihinin en önemli savaşlarından 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı(93 harbi), Osmanlı açısından büyük bir mağlubiyetle sonuçlanmıştı. Söz konusu dönemde Rus ordusunun baskınla aldığı kent merkezi yakınındaki Aziziye Tabyaları, Erzurum halkının da yardımıyla yapılan karşı baskınla Ruslardan geri alınmıştı.

Rus askerlerin 8 Kasım 1877 gecesi Aziziye Tabyası'nı ele geçirdiği haberinin Erzurum'da sabah ezanında minarelerden duyurulması üzerine Osmanlı askerine yardım için taş ve sopalarla mücadeleye giren şehir halkını örgütleyen Nene Hatun gösterdiği yararlılıklar sonucu efsaneleşmiştir.

Nene Hatun o günleri şöyle anlatmıştı:

"Ağabeyim Hasan cepheden ağır yaralı olarak bir gece önce eve gelmişti. Bir yandan ona bakarken, bir yandan da üç aylık çocuğumu emziriyordum. Kardeşim o gece kollarımın arasında öldü. Sabaha karşı minarelerden 'Moskof Aziziye'ye girdi' diye haykırışlar başlayınca, kardeşimin alnını öpüp, 'Seni öldüreni öldüreceğim' diye ant içtim.

Yavrularımı Allah'a emanet ettikten sonra, ağabeyimin tüfeğini ve satırımı alıp dışarı fırladım. Halk sel gibi Aziziye'ye akıyordu. Tabya'nın mazgallarından düşman ölüm yağdırıyordu. Düşmanda iyi silah vardı, bizde de iman. İleri atıldım. Dadaşlar arasına karıştım. Satırım durmadan inip kalkıyordu."

***

Dönemin NATO Orduları Başkomutanı Amerikalı General Matthew Ridgway'in Erzurum'da Nene Hatun'u cesaretinden dolayı ziyaret ederek elini öpmesi, kahraman Türk kadınının vatanı için tüm fedakarlığı yapabileceğini gösteren "Nene Hatun" isminin çok daha fazla tanınıp bilinmesini sağladı. Nene Hatun, Amerikalı generale, "Ben o zaman gereğini yapmıştım. İlerlemiş yaşıma rağmen bugün de gerekirse aynı şeyi yaparım. Aynı hizmeti, daha mükemmeliyle yapacak güç ve heyecana sahibim." dedi.

Cumhuriyet döneminde "Kırkgöz" soyadını alan Nene Hatun'un 4'ü erkek, 2'si kız 6 çocuğu dünyaya geldi.

1954 yılında Orgeneral Nurettin Baransel'in gayretleriyle kendisine "3. Ordunun Nenesi" unvanı verilerek küçük bir maaş bağlandı.

1955'te Türk Kadınlar Birliği tarafından Yılın Annesi seçilen Nene Hatun, Türkiye'de "Yılın Annesi" unvanı verilmiş ilk kadındır.

Nene Hatun ve ailesi savaştan sonra Erzurum'a yerleşti. 1934'te çıkan Soyadı Kanunu'yla Kırkgöz soyadını aldı.

Nene Hatun'un dördü erkek (Yusuf, Nazım, Abdurrahman ve Musa), ikisi kız (Asime ve Nevriye) altı çocuğu olmuştur. Oğullarından ikisi I. Dünya Savaşı'nda öldü.

Nene Hatun, zatürre teşhisiyle tedavi gördüğü Erzurum Numune Hastanesi'nde 22 Mayıs 1955 günü 98 yaşında hayatını kaybetti. Cenazesi, resmî törenle Aziziye Şehitliği'ne defnedildi.

Nene Hatun'u ve yurt savunmasında şehit olan diğer kahraman Türk kadınlarını rahmetle anıyoruz.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları