Takımyıldızının aydınlattığı vazo!

Metropolitan Müzesi (Metropolitan Museum of Art) kısaca "The Met", Amerika Birleşik Devletleri (ABD)''ndeki en büyük kent olan New York kentinde bulunan en büyük sanat müzesidir. Bu yüzden de dünyada en çok ziyaret edilen sanat müzelerinden biridir.

Kalıcı koleksiyonu, on iki sergi arasında bölünmüş iki milyondan fazla eser bulundurur. Manhattan''ın Museum Mile''ndaki Central Park''ın doğu ucunda olan ana bina, dünyanın en büyük sanat galerilerinden biridir. Çok daha küçük bir ikinci mekan, Upper Manhattan''daki Fort Tryon Parkı''ndaki The Cloisters, Ortaçağ Avrupa''sından sanat, mimari ve eserlerin geniş bir koleksiyonunu kapsar.

Müzenin kalıcı koleksiyonu, klasik antik ve eski Mısır''dan gelen eserler, hemen hemen tüm Avrupalı ustalardan gelen tablolar, heykeller ve kapsamlı bir Amerikan ve modern sanat koleksiyonundan oluşur.

Metropolitan Müzesi, Afrika, Asya, Okyanus, Bizans, Hint ve İslam sanatından oluşan geniş bir koleksiyonu barındırır. Müze; kap-kacak, vazo,  müzik aletleri, kostümler ve aksesuar koleksiyonlarının yanı sıra dünyanın dört bir yanından toplanan antik silah ve zırh örnekleri de bulunur.

Metropolitan Müzesi, 1870 yılında Amerikan toplumuna sanat eğitim düzeyini geliştirmek amacıyla kuruldu. Açılışı 20 Şubat 1872''de yapıldı. Arkeolojik buluntuların büyük bir bölümü, ait olduğu dönemin sanat anlayışına ve gündelik hayatına dair önemli bilgiler edinmemizi sağlar.

ABD New York''taki Metropolitan Müzesi''nin br benzeri de İngiltere''nin başkenti Londra''da bulunur  Londra''daki Metropolitan Müzesi, Türkiye''den kaçırılan eserlerle doludur. Bu müzedeki Antik Yunan''dan kalma gündelik ve mitolojik sahnelerle ve güzel desenlerle bezenmiş 7 vazo kataloglarla allanıp-pullanıp tantılır. Bu vazolar şunlardır:

*Terakota lekythos, M.Ö. 6. yüzyıl. Attika tarzında yapılmış ve yağ depolamak için imal edilmiş olan bu lekythos, karşılıklı masa oyunu oynayan Aias (Ajax) ve Akhilleus tasviriyle süslüdür.

*Terakota amphoriskos, M.Ö. 6. yüzyıl. Korinth tarzında yapılmış ve parfüm depolomak için imal edilmiş olan bu amphoriskos, geyik ve panter gibi hayvanların tasviriyle bezelidir.

*Terakota vazo, M.Ö. 4. yüzyıl. Attika tarzında yapılmış olan bu vazo, mitolojik bir yaratık olan Seilenos figürüyle süslüdür.

*Terakota amphora, M.Ö. 6. yüzyıl. Attika tarzında yapılmış olan bu amphora, Herakles''in Amazonların Kraliçesi Hippolyta ile yaptığı bir savaşı konu alan bir sahneye yer verir.

*Terakota amphora, M.Ö. 7. yüzyıl. Attika tarzında yapılmış olan bu amphorada Herakles''in maceralarını konu alan boyamalar mevcuttur.

*Terakota alabastron, M.Ö. 6. yüzyıl. Korinth tarzında yapılmış ve parfüm depolamak için imal edilmiş olan bu alabastron, Yunan ağır piyadeler olan hoplit tasvirleriyle bezelidir.

*Terakota vazo, M.Ö. 3.-2. yüzyıl. Sicilya tarzında yapılmış ve bir lahdi süslemek amacıyla imal edilmiş olan bu vazo, bir gelinin merasimine hazırlandığı bir sahneyle süslüdür.

Batı dünyası, bir türlü hiç bir yere oturtamadığı kök ve kültürünü eski Yunana''a dayandırır. Bu yüzden klasik Helen kültürünü her daim ön plana çıkarır. İşte Metropolitan Müzesi''in yaptığı da budur.

Halbuki, Metropolitan Müzesi''nin bir kenarına atılmış bir vazo vardır ki, tek başına bir tarihi taşır: Bu vazo; M.Ö. 2-1.yüzyılda Batı Hun Dönemi''ne aittir.

Vazonun üzerinde, Çinliler''in, Göksel Kurt ya da Gök Kurt (Mavi Kurt) adını verdikleri ve Hun Türkleri ile özdeşleştirdikleri Canis Major takımyıldızındaki Sirius yıldızı ya da Gök Kurt yıldızı betimlenmiş. Sirius, Çin kaynaklarında Hunları temsil eder. En parlak yıldız Sirius''tur, Sirius Çinliler tarafından uğursuz sayılır ve Çin kaynaklarında Hunları temsil ettiği ifade edilir. Çinlilere göre İşgal ve Yağmalamayı simgeler.

Çince Hu-Şi, Sirius yıldızı için kullanır ve yay-ok demektir. Hun ve Göktürk mitolojisinde Göksel Kurt ya da Gök Kurt çok önemli bir motiftir. Çinliler Canis Major takımyıldızı ve Siriusu ve at üzerine geriye dönük ok atan avcı, Orion takımyıldızını, Hun-Türkler ile ilişkilendirirdi. Bu vazo üzerinde, Çinlilerin Göksel Kurt ya da Gök Kurt (Mavi Kurt) adını verdikleri ve Hun-Türkleri ile özdeşleştirdikleri Canis Major takımyıldızındaki, Sirius yıldızı ya da Gök Kurt takımyıldızı betimlenmiş. Çeşitli yıldızlar ve takımyıldızlar Türk boylarının atası sayılır. Türkler, Gökkurt soyundan geldiklerini kabul ederler.

Dörtnala giden at üzerinde geriye dönmüş atış yapan, elinde ok ile yay bulunan figür de Hun Türkleri''ni gösterir ve Orion takımyıldızını ifade eder. Yay ve ok kullanan bu figüre Çinliler; "HU" adını verirler. Çinlilerin kuzeyli göçebe olan Hunlara da "HU" adını verdikleri bilinmektedir.

Hunlar, asırlar boyunca Çin ile sınır komşusu oldukları için, onlarla siyasi, ekonomik ve kültürel anlamda derin bir etkileşim içerisinde bulunmuştur. Bu nedenle, Çin yazmalarında Hun İmparatorluğu''na dair önemli bilgiler vardır. Hunlara dair elimizdeki veriler genellikle Çin kaynaklarına dayanmakla birlikte son yıllarda bilhassa arkeoloji alanında yapılan çalışmalar bu sahada emek veren araştırmacılara yeni ufuklar açıyor. Batı ne kadar saklarsa saklasın, takımyıldızlar; kenarlarda köşelerde saklanan tarihi aydınlatıyor.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları