Somali cumhurbaşkanının oğlu Mohammed Hassan Shekh Mohamud, 30 Kasım tarihinde İstanbul Fatih'te motosikletli kurye Yunus Emre Göçer'e çarparak ölümüne neden oldu.

Somali Konsolosluğu’na ait olan araçla Göçer’e göz göre göre çarptığı ve yoluna hiç hız kesmeden devam ettiği görüntülerle ortaya çıkan Mohammud, aynı gün Göçer hastanede entübe haldeyken polislere verdiği ifadede Göçer’i suçladı ve savcı tarafından salıverildi.

İlk olarak Yeniçağ’dan Tolga Şahin’in gündeme getirmesiyle ortaya çıkan bu skandal olayda sorulması gereken birçok soru var.

Trafik polisinin kazada Göçer’in "dikkatsizliğini" sorumlu tuttuğu ilk rapor nasıl yazıldı?

Kaza anının MOBESE görüntülerine neden bakılmadı?

Bakıldıysa… Zaten açık açık Mohammud’un yüzde 100 suçlu olduğu görülüyor.

Göçer entübe haldeyken haliyle ifade veremedi.

Normal şartlarda Mohammud, yurt dışı çıkış yasağı verilmeden asla salınmayacakken neden salıverildi?

Savcı neden böyle bir karar verdi?

Mohammud, kanun önünde bir şüpheli olarak yargılanması gerekirken Somali Cumhurbaşkanının oğlu olarak görüldü ve kanunlardan muaf mı tutuldu?

Somali Cumhurbaşkanının oğlu Mohammud salınırken, bu kararı verenler bir yerden “talimat” mı aldı?

Bilirkişi raporu neden olaydan 8 gün sonra yazıldı?

Mohammud’a hangi gerekçeyle 2 yıllık ikamet izni verildi?

Somali ile Türkiye arasında kişisel çıkarlar mı söz konusu?

Türk şirketlerinin Somali’deki yatırımlarının toplam değeri de 100 milyon dolara ulaşmış durumda.

Örneğin, 2014 yılında Somali'nin başkenti Mogadişu'daki limanı işletme hakkını alan Albayrak Grubu, 2020 yılında 14 yıllık yeni bir imtiyaz anlaşmasına imza attı.

Ya da Türkiye Somali’nin IMF’e olan borcunun 3 milyon 487 bin dolarlık kısmı için neden hibe verdi?

Bu para geri dönüp dolaşıp “Türk şirketlerin” cebine girsin diye mi?

Sonuç olarak Mohammud, Türkiye’de bir Türk vatandaşını öldürdüğü halde ülkesine gitmesine kimse ses çıkarmadı.

Bu olayda karar verilmesine etki edenlerin ve karar verme yetkisi olanların neden süreci bu şekilde hukuksuz bir şekilde ilerlettiği incelenmeli.

Bu saatten sonra Mohammud hakkında verilen tutuklama kararı, insanların akıllarıyla dalga geçmekten başka bir şey değil.

2011 yılından bu yana ivme kazanan Türkiye-Somali ilişkileri neticesinde Türkiye’nin son 10 yılda bir milyar dolar yardım yaptığı ülkeye dahi kendi vatandaşımızı koruyamadık.

Türk’ün devletinin olmadığını bir kez daha anladık.