Nazım Hikmet'in karşılıksız aşkı

Size bugün, ilk kadın gazetecilerimizden ve de Türk edebiyatındaki önemli isimlerinden biri olan Hatice Suat Derviş''i anlatacağım. Suat Derviş, Türkiye''nin öncü kadın gazetecilerinden biri ve döneminin en çalışkan yazarlarındandı. Gazetecilik mesleğine Osmanlı İmparatorluğu''nun son dönemlerinde başladı. Sırayla muhabirlik, köşe yazarlığı ve editörlüğü yaptı. Fosforlu Cevriye ve Ankara Mahpusu başta olmak üzere otuza yakın roman, pek çok hikâye, makale, eleştiri ve çeviri yaptı. Eserleri yabancı dillere çevrilen ilk Türk yazarlardan biriydi. Adı, toplumcu gerçekçilik ile birlikte anılıyor.

Avrupa''ya muhabir olarak giden ilk kadın gazeteci, ilk basın sendikasının beş kurucusundan biri ve ilk başkanı, Devrimci Kadınlar Birliği''nin kurucusuydu. Kadın hakları, demokrasi alanlarında kıyasıya mücadele eden bir aktivisti.

1903 yılında İstanbul''un Moda semtinde dünyaya geldi. Varlıklı bir ailenin ortanca çocuğuydu. Ailesi ona Hatice Suat adını koydu. Ancak Suat erkek ismi olarak da kullanıldığı için kayıtlara Hatice Saadet olarak geçti. Babası, Darülfünûn (İstanbul Üniversites)''un kurucularından kimyager Müşir Derviş Paşa''nın oğlu tıp profesörü İsmail Derviş Bey, annesi Abdülmecid''in mabeyncilerinden Kamil Bey''in kızı Hesna Hanım''dı. Osmanlı''da Telefon İdaresi''nde çalışmaya başlayan ilk kadınlardan Hamiyet Hanım''ın da kardeşiydi.

Çocukluk çağında dedesi Kamil Bey''in ısrarı ile okula gitmek yerine Hamiyet Hanım ile birlikte evde özel eğitim gördü. Fransızca ve Almanca öğrendi. Eğitimine Kadıköy Numune Rüştiyesi (lisesi) ardından dedesinin kurucusu olduğu Darülfünun''da devam etti.

Çocukluğundan itibaren yazmaya ilgi duyordu. Hezeyan başlıklı mensur şiirini, çocukluk arkadaşı Nâzım Hikmet 1918''de Alemdar gazetesinin edebiyat ekine göndererek yayımlattı. Bu, onun yayımlanan ilk eseriydi. Henüz çocuk yaşta olan Suat Derviş edebiyat dünyasına Mehmet Rauf tarafından "hassas bir ruha sahip ve olgun bir müellifin habercisi" olarak tanıtıldı.

Bu yıllarda Nâzım Hikmet ile arkadaşlığı şairin ona duyduğu tek taraflı bir aşka dönüştü. Şair Nazım Hikmet, 1920''de Gölgesi adlı şiirini Suat Derviş''e adayarak yazdı. Suat Derviş ise bu aşka karşılık vermeyecekti.

Suat Derviş''in ilk romanı olan Kara Kitap 1921 yılında basıldı. Edebiyat dünyasında hayret ve şaşkınlıkla karşılanan bu eserde ölüme mahkûm güzel ve hassas bir genç kızın son nefesine kadarki yaşama arzusunu belirten iç duygularını anlattı. 1923''te yazdığı Hiç Biri romanını, yine 1923''te Ne Ses Ne bir Nefes, 1924 yılında Bir Buhran Gecesi ile yine aynı yıl Fatma''nın Günahı, 1928''de Gönül Gibi, 1931 yılında Latin harfleriyle yazdığı ilk eseri olan Emine romanları izledi. Bu romanlarında İstanbul''un üst düzey yaşamından kesitler sundu; ilişkileri anlattı; kadının toplumsal konumunuyla özgürlük talebini irdeledi. Ne Bir Ses Ne Bir Nefes romanı Ahmet Haşim ve Mehmet Rauf''tan büyük övgüler aldı. 1925''te ilk hikâyeleri Almanca''ya çevrildi.

Derviş, ilk romanı yayımlandığı sırada Alemdar gazetesinde çalışmaktaydı. 1922''de Ankara hükûmetinin temsilcisi olarak İstanbul''a gelen Refet Bey''le ilk röportajı Alemdar gazetesi için yaptı. Refet Paşa röportajının ardından sonra Alemdar''dan ayrılıp İkdam''a geçti. Fransızcası çok iyi olduğu için 1923 yılında Lozan Konferansı''nı izleyip aktarmakla görevlendirilen gazeteciler arasında yer aldı. 1926 yılında İkdam gazetesinde bir kadın sayfası hazırlayarak bu konuda yine öncü oldu.

1935 yılında Uluslararası Kadınlar Birliği''nin İstanbul''da Yıldız Sarayı''nda düzenlediği kadın sorunları ve barış konulu kongreye katıldı. Kongreye katılan kadınlarla birlikte hem kadın sorununu tartıştı, hem de mizah dolu söyleşiler yaptı.1930''lu yıllardan başlayarak yenilikle pek çok sokak röportajı yaptı. Bu söyleşileri ve daha önce hiç değinilmemiş konulardaki yazıları ile ilgi uyandırmaya başladı.

***

Fosforlu Cevriye''yi Gülriz Sururi için senaryoya dönüştürdükten kısa süre sonra şeker hastalığının vücudunda yarattığı tahribat sonucu hastaneye kaldırıldı. 23 Temmuz 1972''de Kasımpaşa Askeri Deniz Hastanesi''nde hayatını kaybetti.

Hatice Suat Derviş''in fikirleri ne olursa olsun; pek çok dalda öncü kadın olması, yılmadan kadın haklarını savunması onun adını Türk edebiyat tarihine yazdırdı. Suat Derviş''in yazdığı romanları şöyle sıralayabiliriz: Kara Kitap, Ne Bir Ses Ne Bir Nefes, Hiçbiri, Ahmed Ferdi, Behire''nin Talibleri, Fatma''nın Günahı Ben mi, Buhran Gecesi, Gönül Gibi, Emine, Hiç, Çılgın Gibi, Yalının Gölgesi, Fosforlu Cevriye, Ankara Mahpusu.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları