18 Ekim 2022 itibarıyla sansür yasası resmen hayatımızın içerisine nerede, ne şekilde, ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba misali bırakıldı.
Ben de Yeniçağ''daki ilk yazımda sansür yasasının son zamanların en büyük enformasyon kaynağı haline gelen sosyal medyayı da kısıtlayacağı durumları anlatmak istiyorum.
Sansür yasası, gündemde yeterince yer alamadı. Bunun en önemli nedeni maddelerin ‘medyada ve sosyal medyada yer alan yalan haberlerin kısıtlanması’ olarak değerlendirilmeye açık olmasından kaynaklı.
Yasayla alakalı en az dikkat çekilen noktalardan birisi ise medyada göremediğimiz binlerce önemli konunun etiket oluşumuyla sosyal medyada yer alması… Bu da artık iktidar tarafından engellenebilecek.
Çünkü artık sosyal medya şirketleri, başlık etiketleri ve öne çıkarılan içeriklerin uyarı yöntemiyle kaldırılması için kurumla işbirliği kurmakla yükümlü tutuldu. Kurumlar, bildirimden itibaren 4 saat içinde bu etiketleri kaldırmazsa doğrudan sorumlu tutulacak.
Örneğin; Kocaeli''de Afgan uyruklu A.M.’nin takip edip cinsel saldırıda bulunduğu ve başına taşla vurarak katlettiği 16 yaşındaki Ayşegül Aydın’ın ölümüne ilişkin toplumsal tepki oluştuğu gibi yine sığınmacılar hakkında toplumsal tepki oluşursa Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Twitter''a diyecek ki bu başlık içeriklerini kaldır ya da görünmez kıl.
Eğer Twitter bu istenilene uymazsa, BTK’nın elinde istediği kadar yaptırım hakkı var. Hapis cezasından, bant daraltmaya kadar. Seç, beğen kullan.
Sansür yasası belirsizliklerle dolu olmasına rağmen bir ceza normu olarak karşımıza koyuldu.
Kısacası bir ceza normunda bu kadar belirsizlik varsa herkes şüpheli, sanık ve hatta hükümlü olabilir.
Sansür Yasasıyla Artık Göremeyeceklerimiz;
Türkiye Cumhuriyeti sınırından ne idüğü belirsiz olan milyonlarca sığınmacının elini kolunu sallayarak geçtiği videoları
Türkiye''de artık ''normalleşen'' kadın cinayetlerinin arka planını
Tarikat yurtlarında çocukların istismar edildiği gerçeğini
TÜİK''in ısrarla açıklamadığı gerçek enflasyon rakamlarını
Son zamanlarda halkın en çok sesini duyurabildiği iktidarın ise sevmediği şeylerin başında yer alan sokak röportajlarını
Bu listeye aklınıza gelebilecek her türlü içeriği ekleyebiliriz.
Sanki medyaya RTÜK yoluyla sansür uygulanmıyormuş gibi bir de bunu Türk Ceza Hukuku’yla tüm topluma kadar indirdiler.
Yani artık iktidar ne isterse onu duyacağız, ne isterse onu göreceğiz.
Halkın haber alma hakkı tamamen iktidarın inisiyatifine bırakılmış bir durumda.
Bu yasanın ise tam da seçim öncesinde çıkartılması ise başımıza geleceklerin sadece ön gösterimi…
Diğer yandan, sansür yasası insanlarda oto kontrole sebep olacak.
Eskiden bir düşünüyorsanız artık on kez düşüneceksiniz ve sonunda da o fikrinizi sosyal medyada paylaşmaktan vazgeçeceksiniz.
Kendi zihninizin savcısı haline geleceksiniz.
“Aman ağzımızın tadı bozulmasın Ali Rıza Bey” kıvamında yazılacak haberlere, paylaşımlara ve köşe yazılarına hazır olalım.
