Hiroşima ve Nagazaki'nin mirası: "Hibakuşalar"

Sevgili okuyucularım, bundan 7 yıl önce ABD Başkanı Barack Obama, ülkesinin İkinci Dünya Savaşı'nda atom bombası attığı Japonya'nın Hiroşima kentini ziyaret eden ilk ABD Başkanı oldu. Bu arada Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarının üzerinden de 78 yıl geçti.

Hiroşima ve Nagazaki'ye atılan atom bombalarıyla ilgili hatırlatma yapmak amacıyla Anadolu Ajansı'ndan bir derlemeyi aktarıyorum:

İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin B-29 tipi uçağı 6 Ağustos 1945 sabahında "küçük çocuk" (little boy) adlı bombayı Hiroşima'ya bıraktı. Hiroşima'nın yüzde 70'ini yok eden uranyum katkılı bomba, merkezinde 3 bin santigrat derece ısı oluşturdu.

Bomba 1,5 kilometre çapındaki alanda her yeri dümdüz etti ve ilk aşamada 80 bin, 1945 yılının sonuna doğru ise yaklaşık 200 bin insanın ölümüne neden oldu. Bunun yanı sıra, saldırıyı izleyen yıllarda radyasyona bağlı hastalıklardan ölenler oldu.

Çok sayıda kişi tıbbi destek alamadan ölürken, kente yardım götürmeye gidenler de patlama sonrası oluşan radyoaktif yağmura maruz kalarak hayatını kaybetti.

Savaşta Japon Deniz Kuvvetlerinin en önemli üslerinden biri olan Hiroşima, o dönemde torpido üretim merkezi olarak da biliniyordu. Ancak kentin vurulma nedeninin sadece bununla sınırlı olmadığı, diğer bir kriterin de kentin deniz kıyısında ve etrafının dağlarla çevrili olması olarak düşünülüyor.

255 bin kişinin yaşadığı Hiroşima'ya atom bombası atan ABD, dünyada ilk kez atom bombası kullanan ülke olarak tarihteki yerini aldı.

9 Ağustos'ta Nagazaki'ye saldırdı

ABD'nin Hiroşima'dan 3 gün sonra Nagazaki'ye de "şişman adam" (fat man) adlı bombayı atması sonucu, 195 bin nüfuslu Nagazaki'nin yarısı yok oldu. Kentte ilk olarak 39 bin olan ölü sayısı, yıl sonuna kadar 75 bine yükseldi.

Nagazaki'nin ağır sanayi kuruluşları nedeniyle hedef seçildiği belirtiliyor.

Japon yetkililere göre, atılan atom bombaları nedeniyle toplamda yaklaşık 500 bin kişi öldü.

Atom bombaları, İkinci Dünya Savaşı'nın "kırılma noktası" olarak değerlendiriliyor.

Dönemin Japonya İmparatoru Hirohito'nun, 15 Ağustos 1945'teki mesajında, ülkesinin "koşulsuz teslim olduğunu" ilan etmesiyle İkinci Dünya Savaşı resmen sona erdi.

Japonya'da atom bombasından sonra hayatta kalanlara "Hibakuşa" adı verildi. Bombalar, hibakuşaların vücudunda başta kanser olmak üzere tedavisi zor, şekil bozukluğu ve sakatlık gibi hastalıkların yanı sıra uzun süreli psikolojik çöküntülere neden oldu.

Binlerce kişinin ölümüne neden olan atom bombaları, oluşturduğu sıcaklıkla etki alanındaki tüm bitki ve doğal yaşamın da yok olmasına sebep oldu. Patlama sonrası ortaya çıkan enerji yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alandaki tüm yapı, canlı ve tabiatı yakarken atmosfere yayılan nükleer partiküllerin etkisi bugün dahi bölgedeki sularda görülüyor.

Atom bombası patlamalarından etkilenen ve kurtulanlara Japonca "ışın yiyen insan" anlamına gelen "Hibakuşa" (Hibakusha) ismi verildi. Hibakuşa'lar yaşadıkları felaket yetmezmiş gibi, felaketin ardında bıraktığı gözle görülen veya görülmeyen izler yüzünden toplumdan dışlandı, çocukları sakat doğacak diye sağlıklı bir insanla evlenme şansları olmadı, işe alınmadı, sosyal hayatta uzak duruldu ve yalnızlığa terkedilip hor görüldüler. Sonraki yıllarda Hibakuşa'lar, bir daha benzer acıların yaşanmaması için kendilerine destek veren aktivistlerle birlikte "nükleer silahsız bir dünya" amacıyla örgütlenmiş ve nükleer karşıtı çalışmalarına dünyanın dört bir yanında devam etmektedirler. Günümüzde sayıları oldukça azalan ve yaşları ortalama 82'ye yaklaşan Hibakuşa'lar, nükleer karşıtı çalışmaları yanında, her ağustos ayında düzenlenen anma törenleri ile 6 ve 9 Ağustos 1945'i belleklerde tazelemeye devam etmektedirler.

Yaşamlarını nükleer tehdidin olmadığı bir dünya için mücadele etmeye adamış olan Hibakuşa'lar deneyimlerini daha genç nesillere aktarmayı misyon edinmiş ve dünya genelinde benzer deneyimi paylaşan başka sivil toplum hareketleri de örgütlenmiştir.

*( Prof. Dr. Ülkü Sarıtaş'ın Hiroşima ve Nagazaki'nin mirası: "Hibakuşalar" adlı makalesinden alınmıştır.)

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları