Toplu taşıma araçlarında ve kapalı mekânlarda maskeli yaşama geri dönüyoruz. Uzmanlar, domuz gribi vakalarının son günlerde artış gösterdiğini, hastanelerde boş yatak kalmadığına dikkat çekerek maske konusunda uyarıda bulundular.
13 yıl önce ülkemiz domuz gribi ile tanışmıştı. 16 Mayıs 2009 tarihinde ABD'den İstanbul'a gelen bir turistte domuz gribi tespit edildi.
2009 yılının Mart ayında Güney Batı ABD ve Meksika ülkelerinde başlayan domuz gribi salgını kısa süre içerisinde tüm dünyayı etkisi altına aldı. Bu tarihten yaklaşık olarak 6 ay sonrasında dünya genelinde 340.000'in üzerinde oluşan vakada 4.100 kişi hayatını kaybetti.
Yazıya bu bilgileri vererek başlamamızın nedeni son zamanlarda domuz gribinin(H1N1) yaygın olarak görünmesi.
Uzmanlar, domuz gribi, kuş gribi ve Kovid-19'un aynı anda bir hastada görülebileceğini belirtiyor. Hastalık belirtileri ortaya çıkmadan önce bile virüsü başkalarına bulaştırma riskinin olduğuna dikkat çekiyor.
Özellikle kış mevsimini yaşadığımız şu günlerde soğuktan korunmak için kapalı alanlar revaçta. Bu da kapalı mekanlarda virüsün yayılma hızını daha da artırıyor. Uzmanlar kapalı mekanlara girildiğinde, özellikle de toplu taşıma araçlarına binildiğinde mutlaka maske takılması gerektiğinde birleşiyor.
İnfluenza ya da halk arasında bilinen adıyla domuz gribi burun, boğaz ve bazen akciğerleri enfekte eden influenza virüslerinin neden olduğu bulaşıcı bir solunum yolu hastalığıdır. Bu hastalık kendini; ateş veya ateşle birlikte üşüme hissi, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı veya tıkalı burun, kas veya vücut ağrıları, baş ağrısı, yorgunluk (halsizlik) şeklinde gösteriyor. Çocuklarda yetişkinlere nazaran kusma ve ishal de olabiliyor. Bir önemli nokta da grip olan herkesin ateşinin çıkmayabileceği.
Uzmanların çoğu, grip virüslerinin esas olarak gribi olan kişilerin öksürmesi, hapşırması veya konuşması sırasında oluşan küçük damlacıklar yoluyla yayıldığına işaret etmekte. Bu damlacıklar yakındaki insanların ağızlarına veya burunlarına düşebilir. Daha az sıklıkla, kişi üzerinde grip virüsü bulunan bir yüzeye veya nesneye dokunduktan sonra kendi ağzına, burnuna veya muhtemelen gözlerine dokunarak gribe yakalanabilir.
Grip olan kişiler, hastalıkları başladıktan sonraki ilk 3-4 günde en bulaşıcıdır. Diğer açılardan sağlıklı olan bazı yetişkinler, semptomların ortaya çıkmasından bir gün önce ve hastalandıktan sonraki beş ile yedi güne kadar başkalarına bulaştırabilmekte. Grip hastalığını tedavi etmek için kullanılabilecek antiviral ilaçlar elbette vardır. Ancak uzman kontrolünde ve teşhisi olmadan ilaç kullanılmaması da oldukça önem arz etmekte.
Bir başka uyarı da İnfluenza hastalığı nedeniyle son günlerde hastanelerin dolup taşıyor olması. Okulların yanı sıra, çalışanlar ve topluluk arasında çok fazla yer alan kişilerde influenza salgını etkisini artırdı. Kişinin influenza virüsüne maruz kalmasından ve gribe yakalanmasından semptomların başlamasına kadar geçen süre yaklaşık iki gün, ancak yaklaşık bir ile dört gün arasında değişebilmekte.
Bu arada İstanbul Tabip Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Esin Tuncay, acil servislerin son haftalardaki mevsimsel enfeksiyonlar ve Kovid-19 nedeniyle tıkandığını, yoğun bakımlarda ciddi bir kriz yaşandığını belirtti. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Ayşen Yavru da "Yoğun bakım yatak doluluk oranı yüzde 100’e yakın ve yaş ortalaması 80. Yatışlar genel olarak pnömoni, viral-bakteriyel enfeksiyon olup, çoğunda böbrek yetmezliği eşlik etmektedir. Sonuç olarak grip, Kovid, RSV üçlü salgınının görüldüğü bugünlerde sağlık kuruluşlarında ve toplu taşımada maske kullanılması, hastaların izolasyonu, basamaklı sağlık hizmetinin tesis edilmesi ve yoğun bakım yataklarının yanlış kullanımının önlenmesi için Sağlık Bakanlığı'nı göreve çağırıyoruz" dedi.
Evet biz de uyarımızı yaparak, tüm okurlarımızı toplu taşıma ve kapalı mekanlarda maske takmaya davet ediyoruz. Herkese sağlıklı günler dilerim.
