Garip doğanın garip bitkileri

Modern yaşamdan yaklaşık 1 milyar yıl önce yeşil yosunlardan türeyen bitkiler, Dünya''nın tüm evrelerinde evrimleşerek, adapte olarak kendilerini korudular. Tabii ki bu süreç gerisinde sayılmayacak kadar çeşit çeşit bitki bıraktı. Ama bir kaç bitki var ki, kendilerini gördüğümüzde doğal sürecin büyüsüne kapılmamak mümkün değil.

Bugün sizlere Dünya''daki garip bitkilerden söz edeceğim. Tabii ki ilk bitki ülkemizden, Şırnak''tan. Bu ilimiz coğrafyasında yetişen ve doğada ender görülen çiçeklerden biri, adı Dakdeli. Daha çok Besta bölgesindeki kumlu alanlarda yetişiyor. Çiçeğin bir özelliği de dört yılda bir çiçek açması. Anlaşılan hayranlarını bayağı özletiyor. Bu çiçek, bölgenin sembollerinden biri yapılabilecek durumda. Gelelim Dünya''nın en acayip 5 bitkisine:

En başta "olağanüstü" bir bitki olan Welwitschia Mirabilis geliyor. İsminde Latince "olağanüstü" kelimesini barındıran bu bitki, isminin hakkını tam anlamı ile de veriyor. Güney Afrika''daki Namibya çölünde bulunuyor. Bu bitki belki çok güzel olmasa da, sadece 2 tane yaprağı olması ile ünlü. Evet, şaşırmayın sadece 2 yaprağı var.

Çok küçük bir gövdeden büyüyen bitki, büyüdükçe büyüyor ve bu ortalama 600 yıl kadar sürüyor. 65 milyon yıllık bu bitki türü, zedeleniyor, kesiliyor, sivil savaşlardan, virüslerden, insanoğlundan ve hatta dinozorları yok eden astreoidden sağ çıkmayı başarıyor. Yavaş yavaş, ilgi istemeden, sessizce ve gösterişsiz şekilde büyüyen bu bitkinin gerçekten "olağanüstü" olduğuna şüphe yok.

Bitki olduğunu belli etmeyen taş: Lithops. Güney Afrika''ya özgü bu zeki bitkiler, yağmur olmadığı zaman havadaki nemi toplayabildiğinden, çölde su arayan otoburlardan korunmak için böyle bir taklide başvurmuş. Bu taklitleri o kadar iyi ki, bazen uzmanlar bile onları bulmakta zorluk çekiyor.

Çoğu "Alıntaşı (Lithops)" bitkisi sonbahar ve kışın başında papatyaya benzeyen çiçekler açar. Bu durum sırlarını ortaya çıkarsa da, bitki olmanın güzelliğini de bu açan çiçekler sağlar.

İnsanı delirten bir güzellik: Cimpi Cimpi. Dikenli güller, kaktüsler, zehirli sarmaşıklar gibi bir çok bitki kendini korumak için güçlü yöntemlere başvursa da, belki de hiçbiri Cimpi Cimpi ya da Dendrocnide Moroides isimli bitkinin metotlarından öteye geçemedi.

Avustralya ve Endonezya''daki yağmur ormanlarını kendine ev edinen bitki, içi boş, saç kadar ince dikenlerinde, moroidin adlı bir nörotoksin bulunduruyor. İsmi çok şeker olan bu bitkinin zehri insanlarda "asit ile yakılırken elektroşok ile işkence edilmek" gibi bir his vererek kurbanlarını delirmeye doğru yöneltiyor. Bu bitki, köpek ve at gibi hayvanlarda direkt ölüme yol açıyor.

Jeriko''nun sahte gülü: Yeniden Diriliş Bitkisi. Beklenmedik yerlerden güzellikler çıkabileceğini sanırım bu liste ile görmüş olduk. Gene bir çöl bitkisi olan Selaginella Lepidophylla neredeyse tamamen kurumanın sınırına gelip, küçük bir topa dönüşüyor. ABD''nin Teksas eyaletindeki Chihuahuan Çölü''nde yetişen bu bitki, havadaki nem geri geldiğinde hayatına olduğu yerden devam ediyor.

Dünyanın en büyük çiçeğinin garip kokusu: Rafflesia Arnoldii. Doğada ironiyi görmek istesek sanırım bu çiçeğe bakmamız yeterli. Kuzenleri yasemin ya da lavanta gibi tatlı kokular vermeyen bu 7 kiloluk çiçek, açtığı zaman, bu tecrübeyi yaşayanların çürümüş et kokusu ile anlatabildiği bir koku yayıyor.

Aslında parazit bir bitki olan Rafflesia''nın görünürde hiç yaprağı, kökü ya da gövdesi yok. Bütün su ve besin ihtiyacını konuk bitkiden karşılayan bitki, o özel kokusunu çoğalmasını sağlayan polenleri yayan böcekleri çekmek için salıyor.

Evet; doğanın da garip garip huyları var. Bunları da ilgimizi çeken bitkilerde görmemiz mümkün.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları