Fethullahçıların katalog evliliklerinin yeni sürümü

Türkiye’yi kıskaç altına alan AB/D, Türk etnisitesini bozmak, kültürel yozlaşmayı hızlandırmak ve asimile edilmiş bir Türkiye yaratmak için yıllardır sinsi mücadelesini sürdürüyor.

CIA eliyle örgütlenen FETÖ’nün, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimiyle artık üstü kapatılamayacak şekilde kendini ifşa etmesinin ardından yitirdiği gücünü son zamanlarda yeniden kazanmaya çalıştığını görüyoruz.

Özellikle geçtiğimiz aylarda yapılan genel seçimlerde muhalif kesimi birbirine kırdıran ve suni tartışmalar içine sürükleyen Fethullahçıların, sosyal medya hesaplarıyla sanki muhalifmiş gibi aramızda gezdiği bu dönemde “yabancı eş evliliklerine” dair çeşitli videolar gündem olmaya başladı.

Bu ‘sevimli düğünler’, yabancı devletler tarafından fonlanan medya ve STK’lar aracılığıyla gözümüze sokuluyor.

Söz konusu evliliklerin gerçek bir evlilik olduğu konusunda ise şüphelenmemek işten bile değil.

Anlıyoruz ki Fethullahçıların yıllarca örgüt içi evliliklerle büyüttüğü yapılanmasında gördüğümüz katalog evliliklerine güncelleme gel…miş.

Yöntemleri farklı olsa da nihai amacı aynı olan Türk milletine düşman kimseler.

Yabancı erkek/kadınlarla evlenen Türk kadın/erkekler.

Hatırlarsanız, şimdi sayısını bilmediğimiz Afrikalı kaçakları topluma ilk ‘sevimli’ gösteren de bu hain Fethullahçılardı.

15 Temmuz’dan sonra bile FETÖ’nün okullarını kapatmayı reddeden Afrika devletlerinden illegal yollarla ülkemize gelen kaçak Afrikalılar, o zamandan beri ‘müslümanlık’ ve ‘din kardeşliği’ adı altında toplumumuza kabullendirildi.

Şimdi de beşinci kol faaliyetleri yürüten STK’lar aynı amaç için farklı yöntemleri deniyor.

“Farklı kültürel kimliklere sahip insanların bir arada uyum içinde yaşaması için projeler geliştiren bir sivil toplum girişimi olma” amacıyla kurulan Harmony isimli STK’nın “Şehre Gelen Yabancı” programı kapsamında düzenlenmiş “Türk Gelin Yabancı Damat” etkinliğinin fotoğrafıyla toplumun tüm sinir uçlarına dokunulmuştu.

Evet, bu STK’lar yabancı erkek/kadınlarla Türk kadın/erkekleri evlendirmek gibi bir proje yürütmüyorlar.

Ancak, onlarca farklı ırktan insanların kaçak ya da sığınmacı olarak yaşadığı Türkiye’de bu etkinliklerin hümanizm, çok kültürlülük ve kucaklayıcı olma durumu barındırdığını düşünmek çocuksu bir duygusallık ve nevrotik bozukluk halinden ibarettir.

Türk milleti, bu anlamsız duygusal olma halinden sıyrılması gereken noktada STK’lar ve sosyal medya aracılığıyla nevrotik bir girdaba sürüklenmektedir.

Bilgilerin mantık süzgecinden geçmesi için kırk takla atmak zorunda kaldığımız, Türk alerjisinin tavan yaptığı ve hem fiziksel hem de zihinsel olarak işgal altında olduğumuz bu günlerde uyanmak zorundayız.

Geç olmadan, uyanmalıyız.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları