Dinozorlaşmış siyasetteki çözümsüzlük nereye varacak

Türkiye Cumhuriyeti’nin kaderini değiştirecek seçime 1 yıldan az süre kalmasına rağmen iktidarın ve muhalefetin gündeminin halkın gündemiyle ortak paydada buluşmaması artık göze batıyor. Özellikle son birkaç aydır halk artan enflasyonun altında ezilirken; iktidar dünya liderliğine soyunuyor, muhalefet ise hiç oy alamayacağı kesimlerin “mağduriyetlerine” çözüm arıyor. Bu da yetmiyor. Neredeyse hiçbir ortak noktası olmayan 6 parti kendi içinde de ülkenin sorunlarına ortak çözüm bulamıyor.

Halkın gündemine gelecek olursak… Sokaktan 10 vatandaş çevirseniz, hangi partili olduğu fark etmeksizin en az 8’i “geçinemiyoruz” diye dert yanıyor. Yine aynı şekilde sayısını belli olmayan sığınmacılar konusu da halkın nezdinde siyaset üstü bir konu olarak yer alıyor.

Yani anlayacağınız, vatandaşın gündemi ekonomi ve sığınmacı sorunu.

Başörtüsüymüş, dünya liderliğiymiş bunlar halkın umurunda değil.

Unutmadan bir de şunu belirtmek istiyorum; siyasi partilerin grup toplantısında parti liderleri konuşurken slogan atılması aşırı derecede rahatsız edici duruyor. Meclis’te misiniz yoksa tribünde misiniz?

******

İktidar, iyi veya kötü bir şekilde ortaya proje koyarken muhalefet kanadına baktığımızda bunun eksikliği bariz olarak belli oluyor.

Sadece sorunlardan bahsetmek yetmez. Sorunların çözümleri için proje de üretmek gerekiyor. Bu noktada ise muhalefetin en büyük sorunu ortak yönleri olmaması olarak görünüyor.

Şimdi şöyle bir düşünelim; muhalefet iktidara geldiğinde liberal ekonomi mi uygulanacak devletçi bir ekonomi mi? Dış politikada nasıl bir yol izlenecek? Sığınmacılar gönderilecek mi? Daha bu liste uzar gider. Bu soruların cevaplarına göre izlenecek yollar en hızlı şekilde belirlenmeli. Çözümlere projeler üretilmeli. Bu projeler de akılda kalıcı isimlerle şehir şehir değil, sokak sokak hatta ev ev gezerek halka anlatılmalı.

O yüzden muhalefet bir an önce silkelenip kendisine gelmeli, henüz ortada kazanılmış bir seçim yok.

Sosyolojik gerçekleri inkar ederek ya da siyaseti kişiselleştirerek bir sonuca varılamaz. Seçim de kazanılamaz.

Türkiye Cumhuriyeti, demografik tehdit altındayken bir 20 yıl daha dayanamaz. Siyasetçilerin dikkatine…

******

Gelelim çok konuşulan Z kuşağına…

Siyasetçilerin, Z kuşağının sempatisini kazanacağım diye bilgisayar oyunu ve yabancı dizilerden alıntı yaparak sosyal medyada paylaşım yapması…

Gelin size bir sır vereyim. Gençlerin gözünden bakıldığında bu hareketler “cringe” olmaktan öteye gidemiyor.

Gençler sizden yabancı dizi alıntısı istemiyor. Gençler, üniversitede istediği bölümü okumak, sağlıklı beslenmek, arkadaşlarıyla konuşurken her sohbetin dönüp dolaşıp ekonomiye gelmemesini ve yurt dışındaki akranlarıyla aralarındaki farkın bu kadar büyük olmamasını istiyor.

Kısacası, insanca bir yaşam ve iş hayatı istiyorlar.

Dinozorlaşmış bir siyasetten ise gençler için ne yazık ki çözüm çıkmıyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları