Çocuk istismarı çocukların değil istismarcıların alnında bir lekedir

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Zafer Partisi Lideri Özdağ’a akıllara durgunluk veren şu sözleri yöneltti:

“Çocukluğunda tecavüze uğramış çocuk psikolojisi ile bir ömür boyu alnından, aklından ve ruhundan istesen de silemeyeceğin ‘bir darbecinin çocuğu olma’ travması ve insiyakla zaman zaman Demokrat Parti ve şahsıma iftiralar atıyorsun.”

Şimdi öncelikle “Ama Gültekin Uysal özür diledi” diyeceklere yazımın başında cevap vermek istiyorum.

Özdağ, çocukluğunda istismara uğramadığı halde onu istismara uğramış gibi betimlemek ve çocuk istismarını hakaret malzemesi olarak kullanmak alçaklıktır.

Birisine ‘çocuk istismarı’ üzerinden hakaret edemezsiniz çünkü bu sözler ‘hakaret’ niteliğinde değerlendirilebilecek sözler değildir.

Bir siyasi tartışmaya alet edilemeyecek kadar hassasiyet taşıyan ve ülkemizin kanayan yaralarının başında gelen ‘çocuk istismarı’ çocukların değil çocukları korumayan ve onları tarikatların ellerine bırakanların utanması gereken bir durumdur.

Diğer yandan, bu sözlerden gerçekten pişman olan insan özür metnini üsttenci bir tavırla yazmazdı.

“Hakaret, tahrik ve iftirayı meslek edinmiş, neye ve kime hizmet ettiği malum Ümit Özdağ tarafından zaman zaman Demokrat Parti ve şahsıma kasıtlı saldırılarına karşı kastımı aşan çok yanlış bir örnek üzerinden cevap verdiğimden kamuoyuna üzgün olduğumu ve özrümü beyan ediyorum.”

Bu özür metninde gerçekten samimiyetle ifade edilmiş bir özür olsaydı da toplumun nezdinde hiçbir karşılığı olmayacaktı.

Çünkü birisine ‘hakaret ettiğiniz’ zaman özür dilersiniz.

Karşınızdaki kişinin yaşadığı çocukluğu üzerinden hele ki istismar gibi hassas bir konu üzerinden onu yaralamaya ve utandırmaya çalışmak hakaret olamaz.

Çocuk istismarını çocukların utanması gereken bir durummuş gibi göstermek ne etik anlayışa ne de insanlığa sığar.

Bu düpedüz zihniyet sorunudur.

Uysal’ın tüm istismara uğramış çocuklardan ve ailelerinden özür dilemesi gerekirdi.

Ama kendisi Özdağ’dan bile özür dileyemedi.

İSTİSMARI ÇOCUĞUN ÜSTÜNDEKİ LEKE OLARAK GÖRMEK

Özdağ, Uysal’ın siyasi hayatına ve partisine ne kadar sert de olsa sadece eleştirilerini yöneltirken kendisi Özdağ’ı yaşamadığı bir durum olsa da ‘çocuk tecavüzü’ kelimeleriyle utandırmaya ve aşağılamaya çalıştı.

Velev ki Özdağ, çocukluğunda istismara uğradı…

Uysal’ın bu durumu ne olursa olsun ağzına almaması gerekirdi.

Uysal’ın çocukken istismara uğrayanların bu durumu ‘leke’ olarak görmesi gerektiğini söylerken hiç mi vicdanı sızlamadı?

Uysal’ın katran gibi bir kalbi olsa gerek…

SAİD NURSİ HAYRANLIĞI

Aslında Uysal’dan bu hassasiyeti beklemek boş bir beklenti çünkü kendisi hem tarikatlara karşı ılımlı politikalar gütmeye çalışmaktadır hem de Atatürk’e ‘Deccal’ deme gafletine düşmüş Said Nursi’ye hayranlığını hiç çekinmeden dile getirmektedir.

Uysal, Yeni Asya’nın sorularını cevaplandırırken, “Bediüzzaman Said Nursi′nin koymuş olduğu tüm ölçüler hepimiz için önemli meselelerdir. Bunun için sadece bizim değil, Türkiye’nin bugün Said Nursî modeline ihtiyacı olduğunu düşünüyorum” demişti.

****

Not: “Çocuk tecavüzü” sözleri son derece yanlıştır.

Çünkü ‘tecavüz’ durumu failin karşısındaki bireyin rızası olmadan onun bedenine cinsel saldırı gerçekleştirmesidir.

Ancak, çocuklar söz konusu olduğunda ‘rıza’ kavramı göz önünde bulundurulamayacağı için ‘çocuk istismarı’ kelimelerini kullanmak gerekmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmeye talip olan bir siyasetçi ‘tecavüz’ ve ‘istismar’ suçları arasındaki farkları bilmek ve bu kavramları düzgün kullanmak zorundadır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları