330'dan fazla filimde rol adı

Hafta içinde; Ermenistan ordusunun kalleş saldırısı ile Azerbaycan ordusundan 50 askerin şehit olduğu haberiyle sarsıldık. Azerbaycan Savunma Bakanlığı, Ermenistan''ın provokasyonunda Azerbaycan ordusundan 50 asker şehit olduğunu açıkladı.

Savunma Bakanlığı''ndan yapılan açıklamada, 12 Eylül gecesi ve 13 Eylül sabahı Ermenistan ordusunun Azerbaycan''la sınırın Daşkesen, Kelbecer, Laçın ve Zengilan istikametlerinde geniş çaplı provokasyon gerçekleştirdiği belirtildi. Açıklamada, Azerbaycan ordusundan 42, Devlet Sınır Hizmetleri askeri personelinden 8 toplam 50 askerin şehit olduğu bildirildi.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev de Twitter hesabından Azerbaycan halkına, şehitlerin aile ve yakınlarına taziye dileklerinde bulundu. Aliyev paylaşımında "Şehitlerin kanı yerde kalmadı" ifadelerini kullandı. Bakü''den yapılan açıklamada; Ermenistan ordusunun geri püskürtüldüğü, 49 Ermeni askerinin de etkisiz hale getirildiği bildirildi.

Saldırının, tam da Azerbaycan-Ermenistan barış görüşmelerinin yumuşadığı bir dönemde olması bir hayli ilgi çekti.  Ayrıca Rusya - Ukrayna savaşının sürüyor olması da bir başka dikkat çekici olay. Ermenistan ordusunun, Azerbaycan ordusunun seçme birliklerine güçlü bir destek olmadan böyle bir saldırı düzenlemesi zor görünüyor. Bu desteğin, başında Ukrayna derdi bulunan Rusya''dan gelmesi imkansız. O zaman; gözler Ermenistan hamisi Fransa''ya çevriliyor.

Frana Devlet Başkanı Emmanuel Macron, Putin tarafından dışlanmasını unutmuş gibi görünmüyor. Ayrıca sıcak savaş sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan''ın, Karadeniz''de tahıl yolunu açması da Macron mualifleri tarafından ağır eleştiriliyor. İşte bu durumda Paris''in, Türk- Azerbaycan kardeşliğine karşı hamle yapması imkansız değil.         

Evet Azerbaycan - Ermenistan barışının biran önce gerçekleşmesi Dünya dengelerini değiştirebilir. Ben bu konuda önek olacak bir isimden, Sami Hazinses''ten söz etmek istiyorum. Yeşilçam''ın unutulma isimlerinden olan oyuncu, besteci, söz yazarı Sami Hazinses, 30 Ağustos 1925 günü Diyarbakır''ın Hançepek mahallesinde Samuel Agop Uluçyan adıyla doğdu. Türk sinemasında 330''dan fazla sinema filmi ve dizide yardımcı rollerde oynadı.

Samuel Agop Uluçyan, ilkokuldan sonra çalışmak için İstanbul''a geldi. 1953 yılında Mahir Canova''nın yönettiği, Cüneyt Gökçer, Atıf Kaptan ve Muhterem Nur''un oynadıkları Kara Davut filmindeki rolle sinema oyunculuğuna başladı. Yeşilçam''ın geleneklerinden sayılan isin değişikliği olarak afişlere artık Samuel Agop Uluçyan yerine Sami Hazinses ismi yer almaya başladı.  

Sonraki yıllarda çevirdiği filmlerle rolleri büyüyen Hazinses, Türk sinemasının unutulmaz komedi sanatçıları arasına girmeyi başardı. Hazinses, oyunculuğunun yanı sıra güfte ve beste çalışmaları yaptı. Sanatçının, "Bir Dilbere Müpteladır Deli Gönlüm" adlı eserini Zeki Müren seslendirince büyük sükse yaptı. En bilinen eserlerinden birisi de Müslüm Gürses ve İbrahim Tatlıses başta olmak üzere birçok sanatçının seslendirdiği "Derdimi Kimlere Desem (Dinleyin Beni Dağlar)" isimli klasikleşmiş şarkıdır.

Son yıllarında Göztepe Semiha Şakir Huzurevi''nde kalan Hazinses, şeker ve tansiyon ile bunlara bağlı rahatsızlıklar nedeniyle sağlık durumunun kötüleşmesi üzerine Üsküdar''daki Haydarpaşa Numune Hastanesi''ne kaldırıldı. 23 Ağustos 2002''de İstanbul''da 76 yaşında hayatını kaybetti. Kadıköy Surp Takavor Kilisesi''nde düzenlenen cenaze töreninin ardından Kadıköy Ermeni mezarlığına defnedildi.

Türk insanı; onu Ermeni diye dışlamadı. Bu topraklarda doğdu, bu topraklarda büyüdü. Bizimle güldü, bizimle ağladı. Hep bizim gibi konuştu. Ne var ki bir serçe tedirginliği içinde yaşadı doğduğu bu topraklarda...

Yeşilçam''da filmlerin ayrıntılarında, geri planlarda kendine bir yer buldu. Yıllara Yeşilçam''ın adeta hamalı oldu... Yetenekliydi... Küçük roller verilen filmlerinde hep baş aktör gibi öne çıkmayı, seyircinin sevgi ve beğenisine dokunmayı bildi. Yeri geldi güldürdü, yeri geldi hüzünlendirdi. Bizden biriydi, onu çok sevdik.

O yalnızca bir sinema çalışanı değildi. Müzisyendi, bestekârdı. Müziğe Diyarbakır Musiki Cemiyeti''nde başlamıştı. Birçok önemli filmin müziklerini o yaptı. Türk insanı, o film müziklerini, ona ait olduğunu bilmeden zevkle dinledi.

Besteler yaptı. "Bir Dilbere Müpteladır Gönlüm" şarkısını ilk kez Zeki Müren seslendirdi. Daha sonra "Derdimi Kimlere Desem ve Yeter Ağlatma Beni" şarkıları dillerden düşmedi, hüzünlü insanların duygularına katık oldu âdeta.

Sami Hazinses''in kendi ifadesiyle bir tek amacı vardı: İnsanların birbirini severek ortak yaşamaları... Sanırım onu da başardı. Ne var ki "bir serçe tedirginliği içinde yaşadı" dedik ya... "Ya Ermeni olduğunu öğrenirlerse, hali nice olurdu? Türk seyircisinin gözünden düşer miydi? Yaptığı müzikler tu kaka mı olurdu?"  Yıllarca bunu kafasında kurdu, hep düşünerek yaşadı. Bu tedirginliğini bir gün kendisiyle röportaj yapan gazeteciye, "Ne olur Ermeni olduğumu ben öleyim, öyle yazın!..."  sözüyle ortaya koydu. Bugün Hazinses''in bu düşüncesinin abartılı olduğunu görüyoruz. O dönemde Ermeniler adına terör yapan ASALA örgütü, büyükelçilerimizi birer birer şehit ederken, Türkiye''deki Ermeni vatandaşlarımızın kılına zarar gelmedi.    

Sami Hazinses, insanları ve yaşamı delicesine sevmesine karşın bahtının kara olduğunu söylerdi. Bu yüzden mezar taşına "Duyan ağlar, gören ağlar böyle bahtı karalıya !..." yazdırmıştı.

Azerbaycanlı şehitlerimize Allah''tan rahmet dilerken, bu toprakların sanatçısı Hazinses''e de "Işıklarda uyu güzel adam" diyoruz.

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları