Sorumluluk sahibi bir aydın
Siz, Ali Osman Özcan ağabeyi bilir misiniz? Babacan tavırlı, güler yüzlü bir gönül adamıydı. Milli davanın zafere ulaşması için gece gündüz demeden çalışır, konferanslar verir, kitaplar kaleme alır,
dergilerde eğitim ve bilim üzerine yazıları çıkardı. Sohbetleri ilmi toplantılara dönerdi. Aynı zamanda dertliydi. Çünkü, yurduna ve ulusuna aşıktı. Profesör idi. Ama kibirli değildi. Kendini 'aydın' zanneden sahte münevvere tepki gösterirdi. Şu söz Ali Osman ağabeye ait: "Tarihimizin anlı şanlı dönemlerinde tescil edilmiş sayfalarını para ile değiştirme arzusunda olanların
maksatları ne olabilir acaba? Şeytan taşlamaktan kendi işimize bakamayacaksak 'yeter artık!' diyemeyeceksek, yerde sürünmekten gurur duyacaksak, gelecek kuşaklara olan borcumuzu unutacaksak, kıyamet kopsun daha iyi..."
*
Ali Osman ağabey, üretken bir insandı. Bu yüzden tembel insanları sevmezdi. Mazeret yani bahane ileri sürenlerden hoşlanmazdı. "Mazeret ileri sürmek, amaca ulaşmamış veya ulaşamayacak olan davranış için mantıklı ya da mantıksız sebepler bulmaktır" derdi.
Türk çocuğunun, ülkesi ve milleti için çok çalışması gerektiğini belirtir, eğitime çok önem verirdi. "Eğitim ve Kültür" üzerine kaleme aldığı bir makalesinde şu ifadeleri kullanır: "Ulusal eğitim
sistemimiz, ulusun bağımsızlığı ve egemenliği temelinde Atatürk ilke ve inkılapları direkleriyle ulusallık ve ilerlemecilik çatısından oluşan bir yapıdır. Hiç bir amaç, bu direkleri sarsıcı veya yıkıcı
nitelikler taşıyamaz. Ulusumuzun tarihi değer ölçüleri temel alınarak kültür yozlaşmacılığı, kirliliği ve tahripçiliğine asla ödün verilmemeli ve bu konularda uyanık olunmalıdır. Eğitim sistemimize
model arayanlar, öncelikle ulusal eğitim sistemimizin diğer sistemlerle ilişkisinde alt veya üst sistem olup olmayacağı sorusuna cevap vermelidirler. Alt sistem olduğu taktirde diğer sistemlerle
ilişkilerde bağımsızlık ilkesi ortadan kalkacak ve iletişim ve etkileşimler de eşitler arası ilişkiler de yok olacaktır. Ulusal eğitim sistemimizi kendi varlığından kuşkuya düşürüp dinamizmini
ortadan kaldırmak isteyenlere karşı da çok dikkatli olmak gerek."
Ali Osman Özcan ağabey, 11 Ağustos 2016 tarihinde İstanbul'da uçmağa vardı.
*
Geride bıraktığı kültür mirası şöyle:
"Çocuk Nasıl Öğrenir?", "Spor Psikolojisi", "Öğretmenliğin İç Yüzü", "Algıdan Yoruma Yaratıcı Düşünce", "İnsan İlişkilerinde Başarıya Giden Yol", "Merakı Hapsetmek", "İletişimin Rengi", "Kumdan Halat Yapmak", "Kimlikteki Kim", "Taşdevri Çağdaşları", "Dönüşüm Çizgileri", "Ülkemiz İçin İsabetli Olabilecek Bir Mesleğe Yöneltme Denemesi.", "Şeytanla
Ekmeği Bölüşmek".
Son kitabı hakkında şöyle demişti: "Hüdavendigâr, bu kitabın adını değiştireceğim. Şeytanla ekmeği niye bölüşeyim"
Esen kalın.